top of page

AŞKI ANLAMAK (RAMAZAN AYI YAZISI)

Aşk bazen asla sahip olamayacağın birini sevmektir. Belki de sahip olunduğunda o aşk bitecektir. Aşk belki gönlünde oluşturduğu bir hayali sevmektir, belki de gerçekleştiğinde büyüsü yok olup gidecektir.

 

Aşkı tarifini yapmayı, aşkı anlatmayı bugüne kadar nice şairler, âşıklar yapmıştır ama hiç biri tam anlamıyla aşkı ifade edememiştir. Aşkın tarifini yapmak dilin değil gönlün görevdir. Dil burada sadece aracıdır. Dil aşkı anlatırken kullandığı sözcükler yetersiz gelmektedir, sınırlı kalmaktadır. Tam anlamıyla ifade edilemese de aşkı anlatmak için onu yaşamak gerekir. Bir şairin de şiirinde belirtildiği üzere aşk iki kişiliktir. Âşıkların arasına üçüncü bir şahsın girmesi asla mümkün değildir.

 

Çiçek ile suyun aşkında da olduğu gibi aşkına sadece “seni seviyorum” demek yetmiyor. Sadece dilde kalan aşk aşığın gönlüne girememektedir. Aşkın devreye girdiği anda ve mekânda mantık ortadan kalkmaktadır. Her şey aşkına endekslenmektedir. Gözler sadece O'nu görür, diller sadece O'nu söyler. İnsan aşkını elde etmek için hayallerinin peşinden koşmalıdır, hem de hiç yorulmadan...

 

Ve aşk; sadece karşı cinsi sevmekten ibaret değildir. Kulun Yaradanına karşı olan aşkı, çiçeğin suya ve hatta insanın ülküsüne aşkı buna örnektir. En büyük aşk Yüce Yaradana karşı duyulan aşktır. İnsanlar sevdiğinin randevusu için nasıl hazırlanırsa, kul da aşkına günde 5 vakit, zamanını da kaçırmadan en temiz ve güzel kıyafetleri ile hazırlanır. Vaktinde ve özeniyle de aşkının derecesini belli etmektedir. O an sadece O'nu düşünür, O’nu yaşar.

 

Allah herkese böyle aşklar nasip etsin….

neden_ataturk.jpg
bottom of page