top of page

TEHLİKELİ TIRMANIŞ: “VUR DE VURALIM, ÖL DE ÖLELİM”

Son günlerde gündeme Milliyetçi Hareket Partisi’nin ülkenin gidişatını halka anlatmak için Bursa’da yaptığı miting esnasında Liderleri Devlet Bahçeli’nin “Vur de Vuralım, Öl de Ölelim” sloganına “onun da zamanı gelecek” karşılığını vermesi damga vurdu.

 

Bu slogana ve özellikle de Bahçeli’nin slogana karşılık verdiği cevaba bazı basın “şok yanıt”, Başbakan Erdoğan “MHP Genel Başkanı'nın böyle bir dil kullanması talihsizliktir. 80 öncesinde öldürülen gençlerin hatırasına saygısızlıktır, milletin hayrına değildir”, Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç da “halkı kanunsuzluğa teşvik ve tahrikten başka bir şey değil. Bu konuda savcılar ne der bilmiyorum ama Bahçeli siyasi hayatının en büyük hatasını yapmıştır” derken, Bahçeli de Meclis’teki Grup Toplantısı’nda tartışma yaratan sözlerinin arkasında durduğunu belirtti.

 

Ülkede adalete güven kalmadı.

 

Yasalara açık beyan aykırı davranılırken, terör örgütü yandaşları eylem yaparken, Diyarbakır’da nevruz kutlamaları adı altında dev “PKK Zafer Kutlamaları” yapılırken, kendini bilmezler çıkıp “şehitler boşuna öldü” deme cüretini gösterirken, katil bölücü başını devlet barış elçisi olarak seçmişken ses çıkarmayan savcılar bu cümleyle mi harekete geçecek.

 

Ülkenin genelkurmay başkanı ve generalleri hapisteyken PKK-KCK’lılar ne olduğu belli olmayan süreç ile serbest kalıyor, her yerden “Ne Mutlu Türk’üm Diyene” sözleri birilerine jest olsun diye siliniyor, anayasadan Türk kelimesinin kaldırılması planlanıyor, ağzı olan konuşuyor mantığına uygun iktidardan aldığı cesaretle “Türk Bayrağı” nın adının “Devlet Bayrağı” olarak değiştirilmesi tartışmaya açılıyor.

 

Peki, ne anlama geliyor bu slogan?

 

Bu Büyük ve Şerefli Millet Kurtuluş Savaşı’nı, Türk’ü ve Türklüğü yok etmeye çalışan düşmanlara karşı yaptı. Bugün de Türklüğü yok etmek isteyen, Türk kelimesini ortadan kaldırmaya çalışan her kim olursa olsun, Bu Büyük ve Şerefli Millet ’in ezeli ve ebedi düşmanıdır.

Türklüğüne, Bayrağına, Diline ve Dinine karşı Büyük Türk Milleti’nin büyük hassasiyeti vardır. Her kim olursa olsun, bu ve buna benzer kavramlara karşı söz söylerken bir kez daha düşünülerek konuşulmalıdır.

Türk Milleti Başbuğ Mustafa Kemal’in önderliğinde “Ya İstiklal Ya Ölüm” diyerek Türklüğünü ortadan kaldırmak isteyen yedi düvelle savaştı ve içlerindeki iman gücüyle savaşlardan Muzaffer ayrılmayı başardı.

Yıllar geçti bu Yüce Millet, değerlerini değersizleştirmek için yola çıkanlara karşı ülkeye komünizm gelmesin diyerek beşbin şehit vermekten geri durmadı. Nasıl olsa Hakk yolunda, vatan uğruna öldürülenler şehit olacaklardı, bunu biliyorlardı.(Allah yolunda öldürülenler için "ölüler" demeyin. Tam aksine, onlar dirilerdir ama siz farkında olmazsınız-Bakara,154)

Bu Necip, Bu Kahraman Millet, dinle-namazla dalga geçen, dağda her defasında Zerdüştlüğü ön plana çıkararak Zerdüştlük propagandası yapan, 1984’de bu yana binlerce şehit verdiği bölücü terör örgütü PKK’ya ve buna destek verenlerin karşısında mücadele etmekten mi geri adım atacak…

Rahmetli Başbuğ Türkeş’in terörün zirve yaptığı zamanlarda Show TV’de Mehmet Ali Birand’ın sunduğu ‘Çapraz Ateş’ programında DEP Milletvekili Orhan Doğan’a söylediği cümleler kulaklarımda çınlıyor: “Türkiye’yi parçalatmayacağız. Buna kararlıyız. Bunu iyi anlayın, kan dökmek gerekirse vatanımızın bütünlüğü için kan da dökeriz. Devletimizi ayakta tutmak için canımızı da feda ederiz. Ondan haberiniz olsun. Yanlış yoldasınız, kendinizi düzeltin.”

Biz milliyetçiler herkesten çok daha fazla barışı istiyor ve özlüyoruz ama BARIŞ’I…

neden_ataturk.jpg
bottom of page