top of page

PKK BU DURUMA NASIL GELDİ?

Önce 3-5 çapulcu diyerek görevinde zaaf gösteren iktidarlar… İş çıkmaz noktaya girdiğinde gece 12 saatin terör örgütünün, gündüz 12 saatin devlet kontrolünde olduğu anlaşıldığında ah edip vah etmeden gece 12 saati de devlet kontrolüne geçirmeye çalışan bir ordu ve siyasi irade. Özel harekât birlikleri, iyi yetişmiş, donanımlı, Osman Pamukoğlu’nun değişiyle gezici birlik…

 

Tabi ki bunun yanında yer yer Irak’ın Kuzeyi’ndeki terör kamplarına operasyonlar, TV lerde Mehmetçiklere/ailelerine moral programları, TV programlarında ve haber kanallarında vatansever söylemler,  sokakta terörü ve teröristi övme içerikli eylemlere sert cevap, yargının gerekli cezai yöntemleri uygulaması…

 

Yukarıdaki yapılanların sonucu 1999 yılında terörist elebaşı yakalanıyor/teslim ediliyor Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne. Terör örgütü yandaşları sona gelindi derken, terör de sıfıra indiriliyor.

 

Eee… Ne oluyor o saatten sonra.

 

Bir iktidar değişimi.

Gelen iktidarın Diyarbakır’da “Kürt meselesi benim meselemdir” söylemi(terör meselesi o zaman oldu Kürt meselesi), ardından önce “Kürt Açılımı” sonra “Demokratik Açılım” daha sonra da “Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi“ değiştirilen isimlerle yapılan ne olduğu hala belli olmayan, anlatılmayan/anlatılamayan açılımlar, açılımlar, açılımlar…

 

Sokaklarda terör örgütünü destekleyen, yakan yıkanlara karışmayan polis, yargı. Her seferinde daha da haddini aşarak konuşan ve gelinen son noktası Özerk Kürdistan olan siyasiler, görmeyen-duymayan polis, yargı, siyasi irade. Bu irade bu sorunu bir adım daha ileri götürmeye imkân sağlıyor tabii ki.

Dağda asker savaşsın, şehirde yandaşları operasyonları desteklemek amacıyla canlı kalkan olsun, eylem yapsın, yaksın, yıksın. Sadece tazyikli su ile müdahale edilsin, onlar da baksın bir şey olmuyor daha da ileri gitsin, bir sonraki eylemde.

 

Terör örgütüne terör örgütü demeyenlerle devlet görüşsün, müzakere etsin, terörist elebaşı ile hapishane de görüşülsün, onun yol haritaları yayınlansın, tartışılsın.

 

Bir dönüp aynaya bakalım. Bu adamlar bu kadar serbestlik ve pozitif ayrımcılıkla istedikleri her ne ise almak için mücadele etmezler mi? Sen siyasi irade olarak hangi müdahaleleri yapıyorsun?

 

Yapmayan kurum ve kuruluş yetkililerine hangi yaptırımı uyguluyorsun?

 

Gelinen şimdilik son nokta yaşanılmaz bir Güzel Türkiye’mizin Doğu’su ve büyük şehirler, her gün şehit haberleri.

 

Devlet ne yapıyor, bir iki şehit haberinde sessiz, şehit sayısı çift rakam olduğunda tepkiler üzerine bir atak , o da ortam soğuyana kadar. Daha sonra aynı tas aynı hamam.

Dörtyol Hilal Gazetesi - 2011

 
neden_ataturk.jpg
bottom of page