top of page

BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜ İLE TOPYEKÛN MÜCADELE (I)

Terörle mücadele silahla olmaz diyenlere katılıyorum. Terörle mücadele SADECE Türk Silahlı Kuvvetlerimizle olmaz. Silahlı Mücadele bunun en önemli ayağıdır. Mücadele topyekûn olmalıdır.

 

Topyekûn mücadele derken;

 

Silahlı Kuvvetlerimizle birlikte Sosyal, Hukuksal, Ekonomi, Eğitim ve Kültür alanlarda da eş zamanlı mücadele olmalıdır.

Sosyal alanda Ülkem insanlarını özellikle yarının büyüğü çocuklarımızı farklı bölgelerdeki insanlarımızla kaynaştırmalıyız. Okul gezilerine sadece İzmir, Bursa vs. gidilmemeli. Özellikle Diyarbakır Kalelerini gezmeleri, Nemrut’ta Gün Batımı izlenmeli, Ağrı’da İshak Paşa Sarayı gezilmeli, Şanlıurfa Balıklı Göl, Diyarbakır - Mardin Arası Sultan Şehmus Türbesi’nde piknik yapılmalı, Cizre Köprüsü’nden geçilmeli, Mardin evleri, Midyat geceleri görülmeli, Batman Hasankeyf’te dinlenilmeli, Berçalan yaylasında soluklanılmalı, … Evet, daha nice güzellikler Batı’dan gelen öğrencilerimize gösterilmeli ve oradaki öğrencilerimizle dostluk kurma imkânları sağlanmalı, imkânları müsait olan velilerin evlerinde misafir olunmalı.

Hukuksal alanda yapılması gerekenler dağda Mehmetçiğimiz savaşırken şehirde teröristler desteklenmemelidir. Bu durum için hukuksal caydırıcı adımlar atılmalı ve daha önemlisi her kişi için bu yasalar uygulanmalıdır aksi takdirde Anayasamızın değişmez maddelerindeki hukuk devletinden söz edilemez.

Tüm yukarıdakileri yaparken terör örgütü propagandası yapan basın-yayın organları öncelikle Türkiye’mizde başta olmak üzere Tüm dünyada kesin kararlılıkla susturulmalı, diplomasi ayağında da kazanılmalıdır. Sen ülkende güçlü olursan Dış’ta da güçlü olursun. Aksi takdirde sen önce içindekileri hallet derler.

Öte Yandan bir yandan şehit gelirken diğer yandan eğlenilirken terörle mücadele olmaz. Yüksekova’da bomba patlarken, TV ‘lerde eğlence programı olmaz. Bir de örgütün istediği gibi “biz karalar bağlamayacağız, bak biz hala ayaktayız” gibi yalan nutuklarla da Yüce Türk Milleti kandırılamaz.

 

Ve unutulmamalıdır ki idam kararı derhal geri getirilmelidir ve bölücü elebaşı Apo v.b. terörist başları idam edilmelidir. Bu kadar şehitlerin asıl sorumlusudurlar. İdam yeri de kesinlikle Diyarbakır Dağkapı meydanıdır. Bu işlemler yapılırken o bölgede olağanüstü hal ilan edilmeli. Bakalım ondan sonra Ülkemizde terör denen bir şey kalıyor mu? Demokratik yöntemlerle savaş olmaz. Savaşın kuralı hiç olmaz. Ama bugüne kadar ki özgürlük ortamından kimin destekçi, kimin değil belli. Gerisi sadece terörü bitirmek istemektedir. Önce kendi sınırların içerisini hallet, dış zaten kımıldayamaz.

Irak’a sert bir nota verilerek: “Eğer sınırlarının içerisini koruyorsan koru, koruyamıyorsan ben gelir senin sınırlarını da korurum” denilmeli, gidip sınırlarını dağ sırtından Irak Kuzeyi’ne ilerletmeli ve orada karakollar kurarak korumalıdır.

neden_ataturk.jpg
bottom of page