TÜRKEŞ YAŞASAYDI…
''MHP'nin başında şu anda rahmetli Türkeş olsaydı, çözüm sürecine en büyük desteği verirdi'' diyen AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin’e ithafen…
Ülkenin bu kadar çıkmaza girdiği, Türklüğün-Türkçülüğün ve de Başbakan Erdoğan’ın “Türk Milliyetçiliğini ayaklarımın altına aldım” sözleriyle maalesef ki Türk Devleti’nin başındaki bir başbakan tarafından Türk Milliyetçiliği ayaklarının altına alındığı bir zamanda gülmeyen yüzümüzü bu esprinle güldürdün. Allah senden razı olsun diyeceğim ama dilim varmıyor.
Yardımcısı olduğunuz genel başkanın “Türk Milliyetçiliğine” açtığı savaş ortadayken, Türk Milliyetçilerinin “Başbuğum” dediği, Türk Milliyetçiliği davasında işkenceler gören ve ömür tüketen Başbuğ Türkeş’in adını ağzınıza alarak böyle bir söylem ne kadar inandırıcı?
Genel Başkan Yardımcısı olduğunuz partinin Genel Başkanı ve aynı zamanda Türkiye’mizin Başbakan’ı olan Erdoğan, sürekli hakaret ettiği ülkücü camianın 12 Eylül Darbesi'nden sonra ilk idam edilen Mustafa Pehlivanoğlu’nun mektubunu meclis kürsüsünde ağlayarak okurken, son cümlelerindeki “şunu hiç bir zaman unutmasınlar ki, Mustafa'lar ölür, Allah davası ölmez, milliyetçilik yaşar” cümlesini atlaması bu camianın gözünden kaçtığını mı sanıyorsunuz?
Başbuğ Türkeş’in en temel davası olan Türk Milliyetçiliği davasına en büyük zararı veren ve bunu ayaklar altına alan bir anlayış, nasıl olur da bu davayı tamamen ortadan kaldıran bir çözüme yaşasaydı Başbuğ’un en büyük desteği vereceğini açıklayabilirler?
Türk Milliyetçilerini, Ülkücüleri bu basit oyunlarla kandıracağınızı mı zannediyorsunuz?
“Başbuğ Türkeş’in bugün MHP’nin başında olsaydı” ne olacağına, yaşarken ne dediğine bakarak karar verelim…
Başbuğ Türkeş’in, Başbakan’ın tabiriyle ayaklar altına alınan ve açılımın en büyük düşmanı Türk Milliyetçiliği ve Terör Sorunu İle İlgili yaşarken söylediği sözlerden sadece bir kaçını hatırlayalım…
Katıldığı bir konferansta; “Milliyetçilik kavmiyetçilik değildir, İslam’da milliyetçilik olmaz gibi laflar Türk Milleti’nin düşmanlarının, İslamiyet’i istismar eden, İslamiyet’i silah gibi kullananların Türk Milleti’ni yok etmek için türettikleri sözlerdir.”
“Milliyetçiliğimizin kuvvet aldığı, dayandığı iki temel kaynak var. Biri İslam imanı, İslam ahlak ve fazileti diğeri Türklük gururu, Türklük şuuru, Türk Milliyetçiliği Ülküsü ’dür. Bu ikisi birbirinden ayrılmaz.”
12 Eylül’de yargılandığı davada; “Allah nasip ettiği için, çok genç yaşlardan itibaren Türk Milliyetçiliği gibi bir dâvanın mensubu oldum. Ömrümü dâvama adanmış olarak geçirdim. Yine Allah nasip ettiği için bu mukaddes ve mübarek dâvanın siyasi aksiyon plânında liderliğini, bayraktarlığını yaptım. …Dolu dolu yaşanmış bir ömrün şu merhalesinde, inanç ve prensiplerimden, şeref ve haysiyetimden, uğruna ömrümü ve bütün varlığımı adayıp harcadığım Türk milliyetçiliği dâvasından daha ehemmiyetli, tamah etmeye, tenezzül etmeye, peşinde koşup yorulmaya değer bir şey olduğuna inanmıyorum” demiştir.
Katıldığı Çapraz Ateş Programında DEP Milletvekili Orhan Doğan’a “dünyada bunun çok örnekleri var. Siz de Türkiye’de Kürtçe eğitim dili olacak, Kürtçe televizyon dili olacak diyemezsiniz. Bunu derseniz Türkiye’yi parçalamaya karar verdiniz demektir. Türkiye’yi parçalatmayacağız. Buna kararlıyız. Bunu iyi anlayın. Kan dökmek gerekirse, vatanımızın bütünlüğü için kan da dökeriz. Devletimizi ayakta tutmak için canımızı da feda ederiz. Bundan haberiniz olsun” demiştir.
Aynı kanalın 32. Gün programına katıldığında ise sunucu Mehmet Ali Birand’ın “Siz bugün hükümet olsanız, bu büyük sorunu nasıl çözerdiniz?” sorusuna; “Türkiye Büyük Millet Meclisi bana görev versin, bir yıl içerisinde bu terörü kökünden kazırım. Bunun altı ayı hazırlık, altı ayı icraatla geçer. 100 bin kişilik özel bir teşkilat kurulacak. Ordu da bölgede bulunacak. Ülkenin dışarıda bu çeteleri üreten merkezleri, eğitim merkezlerini, fesat ocaklarını da dikkate alan bir plan uygulamak lazımdır.” demişti.
Bu kadar açık ve net bir şekilde görüşü belli olan bir kişinin bugün MHP’nin başında olsaydı, bu açılıma en büyük destek vereceğini söylemek ne kadar gerçekçi?
Ama şunu özellikle belirtmek isterim ki şu anda Milliyetçi Hareket Partisi’nin başında rahmetli Türkeş olsaydı, Türklük, Türkçülük ve Türk Milliyetçiliği hakkında böyle konuşan olmazdı.
Bunu söylediğim zaman farklı görüşteki bir arkadaşım bana “yani Sayın Bahçeli ile bu iş olmaz mı demek istiyorsun” dedi.
Cevabım Net: Bahçeli başımızın tacı. “Türkeş eşsiz” demek istiyorum.